Kayıtlar

Mahmut Aksoy, Üzeyir Karahasanoğlu'na Açık Mektup | Ototrof

Resim
       Çok çok sevgili Üzeyir Karahasanoğlu,    Bu mektubu sana özel göndermektense tüm gözlerin okuyacağı şekilde yayımlatmama ne dersin bilmiyorum. Yoksa bu atılımım herkese açıkta olduğumu göstermemden mi kaynaklanıyor? Neden olmasın? Öyleyim. Açıkta net, basit, derinlerindeki bıçakları, kapkaraları yaşayan.    Ne kadar sakin birisin. Beni ikinci kitabım nedeniyle Zonguldak’a davet etmiştin söyleşi için. Unutulur yanı yok. Ya beni şehirde gezdirmen, ya sakinliğin, ya birazdan patlatacak gibi olan sabrın?    Ben fena sayılmam artık, ne kadar fena görsem de kendimi. Alıştım kendime. Uçuruma alışmak gibi insanın kendine alışması.    Sana iyi olup olmadığını sormaya ihtiyaç duymuyorum. Neden biliyor musun? Senin de benim gibi daima yaşama karşı dik bir inat geliştirdiğini, yaşama oradan baktığını ve nasıl olsan da iyi sayıldığını, iyi olmak için çaba gösterdiğini düşünüyorum. Ama aslında mesele öyle değil. İyi olmanın ucunda duruyoruz; iyi olmanın tam anlamıyla içine

Sedanur Demiral, Yorgun Vefa | Ototrof

Resim
           Görsel: Sedanur Demiral, Yaşam Ağacı Yorgun Vefa  Sedanur Demiral  Önemsiz olsaydı geçen günler, Baştan yaratılırdı yıpranan her ömür. Sanmam ki bir gün geç savunulduğum zaman, Sevgiyle kandırılmaya razı olamam Ayılmaya yakın yaktığım dilek sigaram, Ekip suladığım dilek tüyleri... İyi anlasam da yalnızlıkları birleştirmeyi, Kuşlar uzaklarda kanat çırpıyor artık. İlk kez senin için ayrıldım geldiğimden beri, Buraya geldiğimden beri veda edemedim. Esnaflar gibi çirkinleşiyor cümlelerim, gülmelerim. Sana evrilen bir toplumdayım. Ne olur ayaklarımdan, yürümekten, Bahsettirme kimseye eksiklerimden. Durup soluklanmaya dar vakitler olsa da En çok dinlenenlerdir yorgunlar. Koşacak, döndüreceğim çarkı ölene dek. Ne de güzel yüzsüzleştim değil mi? Hayranlık uyandırıyor çirkefliğim. Merhametime alışmış toplumlardan, Hiç utanmadan hak ettikçe beklediklerim. Şehrin şoparları kadar cazgır ezgiler, Hırsız çocuklarla karışacağım hayata, Ki ben hâlâ küçüktür der basarım bağrıma,

Hasan Ulaş, X-0=1 | Ototrof

Resim
X-0=1 Hasan Ulaş Karnında kelebekler türbülansmana girse "yok"u "hiç"ten sayıyor boşluğa boşluğa şiir yazanların çoğu bir defa ölmüşle bin kez doğmamış birmiş gibi hiçlik, boşlukla boşluk, yoklukla dolu kalpler bileşik dünya var'a yok'a yazanların atom altına bakan yarık dikizcilerinden çok önce doğdu bu içimize gölge boyumuz sıfıra yakın kristal, beyaz bir zamandayız kırılınca kararan geceden gelenler olur bazen uykudan kaçıp gelenler geçindiklerini gördüm ama uyanıktılar diyemem

Alternatif Metin Yazma Atölyesi | Ototrof

Resim
Yeni Dönem Başlıyor!  Kişilere -yazmak eyleminin hangi evresinde olursa olsunlar- metinlerarasılığın verimliğini kazandırmayı amaçlayan Mahmut Aksoy'un metin atölyesi bütünlük çerçevesinin öğelerini açılımlama sayesinde yazılanların diğer sanat dallarıyla buluşturmayı amaçlıyor.  Ototrof Akademi Metin Atölyesi Mahmut Aksoy'un eğiticiliğinde gerçekleşecek olan programla verimlilik esasını oluşturuyor.  Online eğitim sayesinde kişiler yaşam ritmine göre hem ders saatlerini hem günleri belirleyebiliyor.  2 kişi ile sınırlıdır.  Ayrıntılı bilgi ve kayıt için; ototrofcontact@gmail.com 05061217999

Burak Bayülgen'den İki Yeni Şiir: JUIDCIUM CRUCIS, YORTU | Ototrof

Resim
JUIDCIUM CRUCIS Burak Bayülgen    Kabil’in mayasından, malul kehanetinden yeküm pek çok mucize kayıran hürmetkarlar…   Biricik kardeşleri âhir kelamlarıyla sade yengi uğruna ecele susatırlar. ___________________ YORTU Burak Bayülgen    Sen ki bozkırda zargan, pırıl pırıl elinden Gorgoroth yabanına billûri mahsul ektin…   Şimdi leziz ekmeğe ağılı topraklarda nice yortu kutlatan ne ki bu öfke ve kin?

Murat Arsu, Tanrının Çocukları | Ototrof

Resim
Tanrının Çocukları  I. Duvarları yıkın! Sokakları kapatın! Odalarda asın kendinizi. Bıçak olun, balta olun. Ve kesin ormanları. Öylece yakın dünyayı. (Yaktığınız gibi, beni uçurumda .) II. Yalnız söner içimde, karanlık geceden kalmış bir kandil. (Çünkü ben bazılarınız gibi bir paryayım!) Kendimi asmam için, çabuk, bir oda bulun, Çabuk! Karanlık bir oda. (Yoksa bu çorak topraklarda, ateşten daha çok ağlayacağım) Yanacağım. III. Kara peçelerden kaldırın utancı. Ejderi unutun, pençeleri kırın! Toyluğuma verin, toyluğuma! Sersefil esen rüzgârımla – ki kör -ki tan umuyorum aykırılığımdan ‘Ne düşlüyorum yaşamayı balıkhanelerde Neyi düşlüyorum yaşamaktayım balıkların kalbinde!’ Toprak sizin, ateş benimdir, bunu şimdi anlayın! IV. Açım kara kentli, İspir kuş, yırtıcı açlık. (Tuz yutmaktayım mermerden yapılmış mezarlıktan) (Ateş içiyorum, mermerden yapılmış tuzluktan) Bir ölümlünün uru konmuştur ruhuma Ve ezilmişim soykırım anıtlarından. Kovulmuşum cü